Lamine Cam Üretiminde Kenar Dayanımı Nasıl Sağlanır? Ankara

Lamine Cam Üretiminde Kenar Dayanımı Nasıl Sağlanır? Ankara

LAMİNE CAM ÜRETİMİNDE KENAR DAYANIMI NASIL SAĞLANIR ?

Bu yazının amacı, giderek artan oranda Lamine emniyet camının dış mekan uygulamalarında kullanımının yaygınlaşmaya başlaması ile kenar dayanımı (stabilitesi) ile ilgili sorular sıklıkla ortaya çıkması karşısında dikkat edilmesi gereken konuları ortaya koymak; böylece üretimden montaj aşamasına kadar uyulması gereken kuralları sergilemektir.

TANIMLAR VE TARİFLER:

Kenar Dayanımı : Lamine camın kenarlarının çevresel koşullara maruz kaldıklarında zamanla renk bozulmasına, kabarcıklanmaya, delaminasyona veya diğer lekelere karşı koyma kabiliyetidir.

Kenar Dayanımı için Testler: TS EN ISO 12543-4’de detayları açıklana Yüsek Sıcaklık Deneyi, Yoğuşmalı veya Yoğuşmasız Nem Deneyleri

Kenar dayanımını etkileyen ana nedenler:

  • Laminasyon işlemi
  • Uygulama koşulları

Laminasyon İşlemi: Laminasyon İşlemi kabaca camlar ve ara bağlayıcılar arasında kalmış havayı ısı ve basınç yoluyla çıkartmak ve bunların birbirine en optimum koşullarda yapışmasını sağlamaktır. İşlem boyunca, Lamine Camın kenar dayanımı için önemli bir rol oynayan birkaç değişken vardır. Bu değişkenler ara katmanın cama yapışması, camın kalitesi ve son olarak da kenarların birbirine mühürlenmesidir.

Yapışma: Ara bağlayıcının cama yapışması, bitmiş ürünün kenar dayanımında önemli bir rol oynar. Ara bağlayıcı olarak seçilen malzemenin kimyasal yapısı kadar, aynı kimyasal yapıya sahip ara bağlayıcının farklı reçetelenmesinden kaynaklı farklı yapışkanlık düzeyleri de elde edilmektedir.

KESİMDEN SON ÜRÜNE KADAR DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:

Laminasyon işlemi sürecinde yapışma seviyesini etkileyebilecek birçok faktör vardır. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.

İlk faktör, camın temizliğidir. Cam Lamine hattına ulaştığında, kesme yağı, bu yağın içindeki uçucu maddelerin özellikleri, toz ve yüzeydeki diğer yabancı maddeleri beraberinde taşıyabilir. Ön-Laminasyon başlamadan önce camın temizlenmesi gerekir. Bu noktada yıkama+kurutma makinelerinin kalitesi önemli hale gelmektedir.

Cam yüzeyin temizliği ve suyun kalitesi ara katmanın cama yapışmasını etkilediğinden, sadece demineralize, yani saf su kullanılması önerilir. Su, düşük bir iletkenliğe sahip olmalıdır. Doğal veya belediye kaynaklarından gelen su, suya sertlik kazandıran çözünmüş tuzlar içerir. Bu tuzlar tipik olarak Ca( Kalsiyum), Mg(Magnezyum), Na(Sodyum) ve K(Potasyum) iyonlarından oluşur.

İlk ikisi düşük konsantrasyonlarda bile yapışmayı olumsuz etkiler, ikincisi daha düşük fakat yine de ölçülebilir bir etkiye sahiptir. Özellikle kenardaki yapışma kaybı, kenar kabarcıklarına veya delaminasyona yol açabilir.

Ara katmanın nem içeriği, yapışma için ikinci temel faktördür. PVB higroskopiktir ( yani içinde bulunduğu ortamdaki su moleküllerini difüzyon veya çeperinde yoğunlaştırma yöntemi ile azaltabilme yeteneğine sahiptir) ve cama yapışması nem içeriğiyle ters orantılıdır. % 0.4 civarında optimum nem muhtevasına sahip bir şekilde üretilir ve daha sonra rulo, nem emilimini önlemek için bir folyo torba içinde hava geçirmez bir şekilde kapatılır.

Folyo ambalajı açıldıktan sonra, PVB bir dengeye ulaşılıncaya kadar havadan nemi emmeye başlayacaktır. Bunu önlemek için, açık PVB rulolarının % 25-30 arasında bağıl neme sahip bir ortamda saklanması gerekir. Ayrıca folyo ambalajının değiştirilmesi ve özellikle saklama koşulları yeterli değilse kapatılması önerilir.

İyonoplast ara bağlayıcılar ise nemi de emer, ancak çok daha yavaş bir oranda. Optimum nem içeriği PVB'den daha düşük olduğundan, temiz odada% 10 bağıl nemin altında saklanmadığı sürece folyo ambalajın her zaman tekrar kapatılması önerilir.

Kenarlarda daha az yapışma sonuçta zamanla katmanlar arasına su/nem sızması, renkte kızarma, kabarcıklar ve/veya delaminasyona neden olabilir.

Camın Kalitesi : Laminasyon için kullanılan camların çoğu yüzdürme işlemiyle üretilmektedir. Tavlanmış cam olarak da adlandırılan standart düz cam, yüksek kalitede ve çok düz olmasına rağmen, büyük, keskin ve tehlikeli parçalara ayrıldığından güvenlik camı olarak görülmez. Ayrıca, tavlanmış camın bükülme ve çekme mukavemeti nispeten zayıftır. Bu nedenle camı daha güvenli ve güçlü hale getirmek için termal güçlendirme işlemine ( ısıl işleme) tabi tutulur.

Tam da burada ısıl işlemden geçmiş camın Laminasyon için oluşturduğu soruna geliriz. Yani ısıl işlemden kaynaklanan doğal bozulma. Cam ısıl işleme girdiğinde deforme olmaya ve dalgalı hale gelmeye başlar.

Bu bozulma genel veya yerel bir dalgalanmaya, kenar kıvrılmalara neden olur. Her ne kadar Temperleme fırınlarında son yıllarda teknolojik olarak büyük gelişme sağlanmış ve daha düzgün cam elde etme imkanı artmış olsa da Laminasyon için her zaman bir sorun oluşturmaları mümkündür. Bu nedenle Laminasyonda mümkün olan en düz camı kullanmaya özen gösterilmelidir.

TS EN 12150’de belirtilen kabul edilebilir değerler bile Laminasyon için yeterince sıkı değildir. Genel bir kural, düzlüğün sapmasının ara tabaka kalınlığının % 10'unun altında olması gerektiğidir. Örneğin 0,76 mm ara bağlayıcı kullanılan bir Lamine Cam üretiminde kullanılacak temperli cam katmanın maksimum düzlük sapması 0,076 mm olmalıdır. Kenardaki bu toleranstan daha büyük bir sapma, kabarcık oluşturma veya delaminasyon oluşturma potansiyeline sahiptir.

Kenar mühürlenmesi: Otoklav işlemi lamine cam üretiminde son adımdır. Otoklavın içindeki koşullar ara tabakanın viskoz akışına izin verir , bu sayede ara bağlayıcı ile camın yakın bir teması sağlanır. Arada kalan hava dışarı atılır ve berrak, temiz bir lamine oluşturulur.

Lamine Camlar otoklav arabasına yerleştirilirken aralarında, her bir camın ve cam katmanlarının eşit şekilde ısınmasını ve soğutulmasını sağlamak için yeterli hava akışına izin verecek boşluklar bırakılmalıdır. Ayrıca camlar otoklav arabasına iyice sabitlenmelidir ki, böylece otoklav döngüsü sırasında çok az hareket olsun ve hava sirkülasyonu için sağlanan denge korunabilsin. Kaldı ki, camların otoklav içinde aşırı hareket etmesi cam kırılmasına da neden olabilir. Lamine camları sabitlerken, kenarlara aşırı basınç uygulanmamasına da dikkat edilmelidir. Çünkü kenara uygulanacak aşırı basınç, bu noktada ara katın incelmesine neden olarak kenar düzgünlüğünü bozar ve bu bölgede hava kabarcıklarına veya delaminasyona neden olabilir.

Bir başka önemli husus, Ön-laminasyondan çıkan camların bir an önce otoklava sokulması ve işlemin başlatılmasıdır. Aşırı gecikmeler, özellikle kenar yapışması, mühürlenmesi iyi olmayan kenarların ayrılmaya başlamasına neden olabilir.

Otoklav daha sonra 12-15 bar arası basınç ve 135-145 ° C'ye ısıya ayarlanır. Üst ısıya ve basınca ulaşıldığında, be değerler en az 30 dakika muhafaza edilir. Burada zamanın uzunluğu veya kısalığı cam kalınlığına ve otoklav içindeki yük boyutuna bağlıdır. Tutma süresi dolduktan sonra, hala basınç altında iken camın soğumasına izin verilir.

Ara tabaka / cam sıcaklığı 50 ° C'nin altına düşene kadar basınç boşaltılmamalıdır, aksi takdirde kenarlarda küçük kabarcıklar ortaya çıkmaya başlayabilir.

Uygulama Koşulları:

Lamine cam takmanın çeşitli yolları vardır, farklı olsa da, tüm kurulumlarda takip edilmesi gereken bazı temel önlemler vardır. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.

Suyla temas: En iyi laminasyon koşullarında üretilmiş camlar için bile uzun süre suyla temasına izin verilmemelidir. Lamine cam bir doğrama içine takılıyorsa mutlaka biriken suyun boşaltılması için uygun kanallar sağlanmalıdır. Kenarları açıkta olan camlar içinse camın rodaj düzgünlüğü, pvb atıklarının düzgün temizlenmesi vb. önemlidir. Böylece kenar yüzeyde durgun su kalmaması sağlanmış olur.

Spider sistemle montaj yapılan camlarda da nokta destekleri düzgün bir şekilde kapatılmazsa, su açıklığa sızabilir ve delaminasyona neden olabilir.

Lamine cam kenarıyla temasta olabilecek diğer kimyasalların uyumluluğu: Bu, özellikle sızdırmazlık maddeleri ve derz dolgu malzemeleri ile ilgilidir. Dolgu macununun ve derzlerin ara tabaka ile uyuşmaması kenar kabarcıklarına, renk bozulmasına veya delaminasyona neden olabilir. Bu nedenle uyumluluğun test edilmesi gereklidir.

Piyasada çeşitli sızdırmazlık ürünleri vardır. Çoğu iyonoplast laminatlarla uyumlu olsa da, pvb kullanılan lamine camlar bazı küçük kenar lekeleri yaşayabilir. Uyumluluğu belirlemek için sızdırmazlık maddesi veya ara katman üreticisine başvurmak en iyisidir.

Kenar lekelerinin son potansiyel nedeni, lamine camın monte edildiği çevresel şartlar ve ara bağlayıcının kimyasal içeriğinin bu çevresel şartlara uygunluk düzeyidir. Lamine cam iç mekanda mı yoksa dış mekanda mı? Kuru bir ortamda mı yoksa ıslak bir ortamda mı? Deniz kenarına, okyanusa yakın mı? PVB kullanılıyor mu yoksa iyonoplast mı kullanılıyor? Bu cevaplara dayanarak, farklı kenar dayanımı seviyeleri elde edilebilir.

SONUÇ OLARAK: Standart bir Lamine üretim koşulu, ya da standart bir ara bağlayıcı türü ya da kalınlığı seçimi söz konusu değildir. Her koşula uygun bir Lamine Camdan söz edemeyiz. Bu nedenle üretimden, çevresel şartlara kadar, yukarıda açıklanan bir dizi şart gözden geçirilerek seçimler yapılmalıdır. Aksi takdirde kusurlarla karşılaşmamız ve bu kusurlara neyin neden olduğunu anlayabilmemiz bile zor olur.