Standartlar Basamağında Firma Standartlarının Yeri Ve Önemi Ankara
Standartlar Basamağında Firma Standartlarının Yeri Ve Önemi Ankara
Standartlar basamağının en üstünde ULUSLARARASI STANDARTLAR ve bununla ilgili kurumlar vardır. ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), IEC (Uluslararası Elektroteknik Komisyonu) gibi.
Bunun altında Avrupa Standartları ve bu standartları oluşturan kurumlar vardır. CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi), CENELEC ( Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi) ETSI (Avrupa Telekominikasyon Standartları Komitesi) gibi.
Üçüncü basamakta Ulusal Standartlar ve bunları yayınlamakla yetkili organizasyonlar vardır. TS (Türk Standartları), DIN (Alman Standartları) , BS (İngiliz Standartları) gibi.
Basamağın en altında “Firma Standartları” yer alır.
Her ne kadar firma standartları uluslararası standartlardan başlayarak, ulusal standartlara kadar pekçok standardı referans alsa da, kendi teknik olanaklarını, kapsamlı standartları uygulama tekniklerini, daha da önemlisi bu standartlarda belirtilmemiş ya da doğrudan üretici firmanın müşterisi ile uzlaşmasına/anlaşmasına bırakılmış konuları açıklığa kavuşturmak için oluşturulur.
Bir diğer deyişle, kalite sistemleri veya ürün kalitesi konusunda en küçük detaya dahi yer verilen basamak firma düzeyidir.
Standartlar, içerik olarak genel kabulleri ortaya koyar. Firma standartları ise yerel ya da özel olan her detayı, bununla birlikte müşterilerin/tarafların teknik ya da hizmet anlamındaki konularda daha fazla bilgilenmesini sağlamaya çalışır.
Cam işleme sektöründen örnekler verirsek;
Temperli camlarda "batma" diye tabir edilen, fırın içindeki toz ya da seramik merdaneler üzerindeki toz ve deformasyonların neden olduğu bozuklukların hangi kriterlere ve ölçülere göre kabul edilebilir ya da kabul edilemez olduğunu uluslararası ya da ulusal standartlarda görülemez. Ancak bazı firmalar kendi oluşturdukları "CAM, TEMPERLİ CAMLAR KALİTE STANDARTLARI"nda bu konuda minimum değerler açıklayabilmiştir.
Rodaj işleminde atık, pul, kulak, şekerleme vb. dediğimiz kenar işleme prosesi sırasında oluşan deformasyonlar da keza uluslararası ya da ulusal standartlarda tanımlanmakla birlikte kabul kriterleri olarak ölçülebilir değerler konulmamıştır.
Delik kenarlarındaki atıklar, delik içinde kademe dediğimiz çıkıntılar ( alt ve üst matkapların giriş-çıkış koordinatlarının tam olarak birbirini karşılamaması) ölçülebilir değerler olarak kabul ya da red sınırları şeklinde tanımlanmamıştır. Üstelik havşalı deliklerde bu sorunlar sıklıkla müşteri ile üretici arasında tartışma konusu olmaktadır ve kendi kalite standartlarına sahip olmayan firmalar bu konuda büyük sorunlar yaşayabilmektedir.
Baskı camlarda, baskının cam kenarlarına mesafesi, baskıda pinhole çapı, renk tonlarının bir batch'den diğerine olabilecek farkı vb. de tanımlanmaya ve ölçülendirilmeye gerek olan konulardır.
Firma standartları ulusal ya da uluslararası standart metinlerinde üst düzey teknik terimlerle açıklanan bazı konuların nihai tüketici yada müşteri tarafından anlaşılır olması gibi bir işleve de sahiptir. Belki de en çok yararlı olduğu alan budur.
Avrupa'nın önde gelen firmaları ve ülkemizde de bazı firmalar kendi kalite standartlarını oluşturmuş ve sözleşmelerinde referans olarak bunlara yer vermişlerdir.
Kuşkusuz ki, bir firmanın kendi standartlarını oluşturması öncelikle bu konuda bir tecrübeye, kendi imalat deneyimlerinin birikmiş verilerine sahip olup olmamasına, en genel anlamda firmanın kendine güvenine bağlıdır.
Peki, firma kalite standartları hangi koşullarda geçerlidir?
Hukuki anlamda bir geçerliliği var mıdır ?
Bu soruya öncelikle şeffaflık anlamında gördüğü işlev olarak cevap verebiliriz. Firma kendi kalite standartlarını ortaya koymakla son derece şeffaf olarak kendi teknik olanaklarını müşterileri ve kamuoyu ile paylaşmış demektir. Bu da o firmanın güvenilirliği, yaptığı işin bilgisine sahip olduğu anlamına gelir. Hukuksal açıdan ise eğer sözleşmelerde bu standartlara atıfta bulunuluyor ve müşteri bilgilendiriliyorsa ulusal ve uluslararası standartlar gibi geçerliliği vardır.